19 Nisan 2014 Cumartesi

Yüzleşme

Geçenlerde bir eğitim fırsatı vasıtasıyla İngilizce seviyemle yüzleştim efenim. Eğitim 2 hafta Litvanya'da olacaktı. Okuldan 6 kişi seçilecek, 14-30 haziran arasında Litvanya'da eğitim alıp geri dönecekti ve tek kriter İngilizce seviyesiydi. Ben de şansımı deneyeyim diye katıldım mülakata. Sonuçta bir buçuk yıldır İngilizce kursuna gidiyorum, lisede de uzun zaman dersini aldım ne bileyim. Çat pat konuşuyorum yani. Neyse girdim mülakata, elime bir metin verdi önce hocam, metinde Henry Ford'dan bahsediliyor. Bir de bazı cümlelerin altı çizilmiş. Benim bir cümleyi çevirmem istendi. Kaldım öylece. Anlıyorum gibi ama toparlayamıyorum. Zaten stres oldum hocanın karşısında. Baktım baktım anlamadım. Cümlede "customer" kelimesi geçiyor. Düşünüyorum düşünüyorum neydi diye diye bulamadım. Sonra çeviremedim tabi cümleyi. Cümle de; "Müşteri istediği renkte araba satın alabilir, renk siyah olduğu sürece" idi yanlış hatırlamıyorsam. Sonra mülakatın sözlü kısmına geçtik. 3-5 cümle kurdum ama nasıl kurdum ben bilirim. Zaten metni çevirememişim. Customer ney bilememişim. Hocamın da ne dediğini anlıyorum, beynimden çeşitli cevaplar da kuruyorum ama ağzımdan çıkmıyor bir türlü. Kal gelme, dumur olma artık adı her neyse öyle bir şey yaşadım. Bir de kendi İngilizcemin iyi olduğunu düşünürdüm. Tabi o dumur olma anındaki strese daha fazla dayanamadım ve vazgeçtim. Gitsem çok güzel olabilirdi yani çok güzel bir fırsatı kaçırdım sırf İngilizce pratiğim yok diye. Olsun en azından "anlıyorum ama konuşamıyorum" durumundan ileri gidemediğimi görmüş oldum.
İşin en acı tarafı konuşamamak falan değil de o customer kelimesiydi bu arada. Kapıdan çıktıktan sonra aklıma geldi ki bir dönemdir üzerine okuyup yazdığım proje konum "Customer Relationship Management" yani "Müşteri İlişkileri Yönetimi". Neredeyse 2 günde 1 bu konuyu okuyorum. Buna rağmen nasıl stres yaptıysam bilemedim işte. Neyse bundan sonra daha çok çalışırım kesin süper konuşurum artık :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder